ikizderekoyu

Ardahan Dilinden Sözcükler...

anaç: 1. Kuluçkaya yatan tavuk. 2. Ana gibi davranan, olgun. “O na anaçdur san bilmazsın.”

at: 1. At. 2. Hızlı yürüyen insan. Bilinen en hızlı araç at olduğundan hızlı yürüyen insan için böyle bir yakıştırma yapılmıştır. “Oninan yüriyamasın o sadé atdur at.”

ayı [ avi ] : 1. Ayı 2. Anlayışsız. “Ayının biridür o insannuxdan na aġnar.”

béddomuz: 1. Kötü domuz 2. Kötü insan. “Hele deduġuna bax cehennem ol da gét aburdan béddomuz!”

bitli: 1. Biti olan. 2. Aç, pis. “ Hele burya bax, o bitli da adam béganmiyér.”

bozo: 1. Boz renkli hayvan. Boz öküz, boz kurt, boz dana…. 2. Hayvan. “Ola bozo néédiyérsin?”

boğa [buġa]: 1. Boğa. 2. Güçlü erkek. “Bu biçin buġaların sayasında kolay géçacax.”

böğürmek bögürmax]: 1.Hayvanların çıkardığı bağırma sesi. 2. Meydan okumak. “Boyuna baxmiyér, ŧadasına bögüriyér.”

böğürtmek bögürtmax]1. Hayvanın diğer hayvanı bağırtması.  2.Acı vererek insanı hayvan gibi bağırtmak. “Aġnamiyérsin, bögürdürüm.”

büyük öküz böyük öküz]:1. Büyük öküz. 2 Evin ileri geleni, ailenin reisi. “Onnari bir arada tutan o böyük öküzidi.”

camız [camuş]: 1. Manda 2. Çok yiyen insan. “Camuş, dört keteynen ŧoymiyér ki!”

camızın derisi [camuşun dérisi]: 1. Camızın derisi. 2. Nasırlaşan insan derisi. “Baba, éllari camuşun dérisina dönmiş.”

canavar: 1. Kurt 2. Güçlü. “O canavarinan güleşmeye qoxmiyér misin?”

cücük: 1. Civ civ. 2. Küçük şey, yavru. “Cücüklerin moçitlanmiş qadan além.”

çırbağa [çırbaġa]: 1. Cır cır böceği. 2. Boyundan büyük işlere karışan küçük çocuk. Bağa eski Türkçede hayvan demektir. Kurbağa kur yapan, kur diye ses çıkaran hayvan demektir. Tosbağa, tos yapan hayvan demektir. Çırbağa çır diye ses çıkaran hayvan yani cır cır böceği demektir. Devamlı konuşan çocuk anlamında da kullanılır. “Ola nadur abu çırbaġadan çékacaġım. Aġzın qapat yoxsa bacaxların ayırurum”

[çintal]: 1. Kedi yavrusu. 2. Sinsi.  “O çintalın sessiz durduġuna baxma, ondan her şé béklanur.”

[çiya]: 1. Solucan. 2. Zayıf, güçsüz, ince çocuk. “Abu çiyaya héç qaymax yéedurmadız mi?”

civciv [çuçul]1. Civciv. 2. Küçük çocuklara söylenir. “Çuçullara da şeker vér!”       

çemkirmek [çenkürmax ]: 1.Köpeğin havlaması. 2. Karşısındakine bir şey yapamayacağı halde boşuna havlayan köpekler gibi sözle sataşmak. “Çenkürenden qorxma!”

dana [ŧana ]: 1. Dana. 2. Cahil. “O ŧananın nadan xaberi var ki!”

davar [ŧavar]: 1. Koyun. 2. Düşüncesi kıt. “Birax yav, abu , ŧavarinan konuşma!”

dehlemek [dehlemax]: 1. Atı sürme. 1. Çekip gitmek, birini kovmak. “ Konuşdi konuşdi kafami şişurdi, dehliyacam ayıb olacax kéndi da aġnamiyér.”

deve: 1. Deve. 2. Kilolu, uzun boylu insan. “Top oyniyanda deve ayaġıma basdi, ayaġım hele aġıriyér.”

enik [enük]: 1. Köpek yavrusu. 2. Afacan. “Abu enügün işlarına bax.”

ferik [férik ]: 1. Piliç, tavuk. 2. Genç kız. “Köye iki tene férik gelmiş, onnari gördün mi?”

fışkı [fışxi]: 1.Hayvan dışkısı, kuru. 2. Kızgınlık anında verilen cevaptır.  “Na yiyacaux?” “Fıçxi!”

gırnamak [ġırnamax[: 1. Köpeğin yavaştan atılmaya hazırlanma sesi. 2. Karşıdakinin anlamayacağı şekilde söylenen tepkili sözler. “Na ġırniyersin, déduxlarım yalan mi!”

horozlanmak [xorozlanmax]: 1. Horoz gibi olmak 2. Erkeklenmek. Diklenmek. “Bene xozolanmax içun bir otruşda on beş kete yéman lazım aġzın yiyém!”

[xulik[: 1.Kertenkele. 2. Zararlı, zehir saçan insan. Onu ona, onu ötekine fitleyen insan. “Géna milleti zéhirladi xulik”

itin pitigi:1. İtin eniği. 2. Kimse kim, bana ne! Kim olursa olsun, beni ilgilendirmiyor. “Gelen kimimiş? “İtin pitigi!”

kancık [qancux]: 1. Dişi köpek. 2. Sözüne güven olmayan, hileci, dönek, yüzüne gülüp kötülük düşünen kalleş insan/ hafif kız. “Çocux o qancuġun yüzünden memleketi terk étdi.”

karıncalı [qarinceli]: 1. İçine karınca karışmış. 2. Vücudun bir tarafı uyuşarak böcek ısırıyormuş gibi his vermek. “Aburam qarincelendi hele romatizma ilecini getür”

karabaş[qarabaş]: 1.Köpek. 2. Sevilmeyen insan. “Qarabaşi anġ degenegi qapının ardına qoy.”

kaşımak [qaşımax]:1. Hayvanları kaşımak, tımar etmek. 2. Dövmek. “Qaşınma, qaşurum”

[qıdik]: 1. Keçi 2. Keçi gibi kesik kesik gülme sekli. “Zatan sinirliyim san da tepemde éla qıdik qıdik gülüp durma.”

kişneme [kişnama]: 1. Atın çıkardığı ses. 2. Gereksiz ses çıkarmak, aranmak. “ Durup duruken kişnama!”

koç [qoç/qoçi]: 1. Koç. 2.Yiğit, yiğidim, güçlü. “Qoçi hele abu bulullari da yıġın da éla gédax.”

kokoş [qoqoş]: 1. Boynuzları hilal şeklindeki hayvan. 2.Yakışıklı, süslü insan. “Ola qoqoşa bax, Almanya’dan aġabeginin getürduxlarıninan hava atiyér biza.”

[korut]: 1. Keçi. 2. Saçları gözlerine dökülen ve yürürken dikkatsiz yürüyen insan. “ Abu korutluxdan na aġniyérsin bilmam ki!”

[qotik]: 1. İki yaşındaki camız yavrusu. 2. Küçük çocuklar için söylenen sevgi sözcüğü. “Qotikin yéyimi da éyimiş.”

kurt [qurt]: 1. Kurt. 2. Aç insan. “Mafiş tabaġa düşene qader qurtlar qkapıp mideye énduriyér.”

montofon [montof]: 1. Avrupa- özellikle de yöre insanına dağıtılan Hollanda- ırkı inek. 2. Kilolu insan, obez. “Montof qaçamiyér ki topa vura!”

[mozik/moziklanmax]: 1. Dananın büyüğü. 2. Ergenlik çağına gelmiş çocuk. “Mozikin tehlükeli çaġidur hérslanma derdin além!”

meletmek [meletmax]:  1. Kuzuların çıkardığı ses. 2.Birisini me’leyecek şekilde bağırtmak. Daha çok dövmek için kullanılır. “Ola çocuġi niya melediyérsin?”

nikart: 1. Tavuk, horoz gibi hayvanların burnu. 2. Kuşların burnuna benzeyen sivri uçlu burun. “Nikartıni her şéye soxma.”

nikor öküz [niqor öküz]: 1. Hayvanların baş kısımlarında bulunan beyazlık. 2. Bu topluluk içerisinde görünümüyle ya da davranışlarıyla sırıtan, dikkat çeken, ayrılan; tanınması kolay. Kendini saklayamayan. “Sani kim tanımaz niqor öküzsün.”

pıpın etma: 1. Civcivlerin hareket etmeye çalışması 2. Kaynama, coşma. “Éllarıninan seküden tutup pıpın édiyér.”

[pırsıklanmax]: 1. Tutulan, yakalanan bir hayvanın kaçmak için sağa sola çırpması. 2. Bir kişini ortamdan kurtulmak, kaçmak için kendini kaybettirmeye çalışması.  “Pırsıklanma! Saġduci, adam gibi cézasıni çékar. Oyani biyani héç baxma.

[pızıklanmax]: 1. Yazın sıcak havalarda hayvanları sinek ısırdığında hayvanlar o sinekten kurtulma için tüm hızlarıyla sağa sola öteye beriye koşturmaları. 2. Bir sıkıntısı nedeniyle sağa sola, öteye beriye koşuşturmak. Hayvanın üzerindeki sinek görülemediği gibi kişinin de sıkıntısı bakarak anlaşılamaz tabi.. “Na derdin var niya pızıklaniyérsin?”

sahapsız tana [sahapsız ŧana]: 1. Sahibi olmayan dana. 2. Ebeveyni olmayan ya da ebeveyninin görevini yapamadığı ailenin çocuğu. “Sahapsız , ŧanalar ancax bu qader yapmiş daha néétsin baba.”

sıpa: 1. Eşek yavrusu. 2.Yaramaz çocuk. “Ola sıpa niya çiti qırdın?”

sısın etmek [sısın étmax]: 1. Sineğin çıkardığı ses. 2. Bir kişinin etrafında dolaşıp durmak. “Ola na diyacaġisan açuxca de, na sısın édip duriyérsin edrefimde!”

sülük: 1. Sülük. 2. Yapışkan insan. “Baba sülügi yaxamdan düşüreneçax na hal çékdim bilmasız”

tavuk [ŧavux]: 1. Tavuk. 2. Erkenden uyuyan kişi, uykucu. “O tavux yassidan sora uyanux duramaz.”

tay: 1. Atın yavrusu. 2. Güzel kız. “Ha bu, ha tay.”

tımar: 1. Hayvanların üzerindeki pislikleri alma işlemi. 2. Dövmek, döverek rahatlatmak. “Canın tımar işdiyér aġnaşılan.”

tilki: 1. Tilki. 2. Uyanık. “Bu köyde tilki çoġimiş. Dikketli ol.”

toklu [ŧoxli]: 1. Bir yaşındaki erkek kuzu. 2. Şişman. “Ataşın além tohliyi éy béslamişin”

yılan [yilan]: 1. Yılan. 2. Çevresine zarar veren insan. “O yilandan uzax dur.”

yoz: 1. Doğurmayan hayvan. 2. Üretmeyen, eli iş tutmayan ham, olgunlaşmamış insan. Yiyici takımı. “Yoz geldi, yoz gédacax.”

zağar [zaġar]: 1. Küçük  köpek. 2. Çok konuşan, kendi küçük dili büyük bayan. “Ola nadur bu zaġardan çékecaġımız. Canıma tax étdi yav!”

Bugün 6 ziyaretçi (12 klik) kişi burdaydı!
Bilgisayarınızın ekran ayarı en düşük 1024 X 768 olmalıdır . Internet Explorer kullanırsanız,bütün uygulamaları daha iyi kullanabilirsiniz.
TÜRKİYE CANIM FEDA

> Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?

Ücretsiz kaydol